Tuesday 9 November 2010

ALTINCI SAYI'DAN



“İlk defa Okmeydanı minberi üzere yıldız rüzgarı şiddetinde kartal kanatlarıyla sekiz, dokuz kere göklere kanat açarak talim etti. Sonra Sultan Murad Han, Sarayburnu’nda Sinanpaşa köşkünde seyr ederken Galata Kulesi'nin en tepesinden Ahmed Çelebi lodos rüzgarıyla uçup Üsküdar’da Doğancılar Meydanı’na düşmüştür. Sonra Murad Han bir kese altın ihsan edip Hezarfen Ahmed Çelebi’yi Cezayir’e sürmüştür. Orada öldü. Murad Han “her ne istese elinden gelir” diye Ahmed Çelebi’den pek korktuğundan sürmüştür”.
Evliya Çelebi

ALTINCI SAYI ÇIKTI!

Kayısı Kent A4'ün altıncı sayısını Delphine Rigaud hazırladı. Seyyar fotokopicilerden alabilirsiniz.

17. yüzyıl’da, Hazerfan Çelebi Galata Kulesi’nden Üsküdar’a kadar el yapımı kanadıyla uçmayı başardı. Ancak bu başarı IV. Murad tarafından sürgüne yollanmasına neden oldu. Evliya Çelebi’nin yazdığına göre Hazerfan Çelebi kafasına koyduğunu yapabilen bir adam olduğu için iktidarın gözüne tehlike yaratma potansiyeli yüksek bir adam olarak görünmüş.

Bugün, işportacılar – kendi tasarladıkları tezgahlarıyla- kayıtdışı faaliyette bulundukları için zabıtayla şehrin labirentvari* sokaklarında kovalamaca oynamaktalar. Temel ihtiyaçlar için gündelik bir hayatta kalma mücadelesi söz konusu olan. Öngörülmüş kuralların dışında yer aldıkları için bazen görmezden gelinseler ya da hoş görülseler de, çoğu zaman tekrar tekrar yer değiştirmek zorunda bırakılmaktalar.

Delphine Rigaud, Kayısı Kent A4’ün 6. Sayısı için bu uçma ve kaçma hikayelerini biraraya getiriyor. Bu iki ayrı dönem ve varoluş durumuna dayanarak görsel bir dağarcık oluşturan sanatçı şu soruyu sorma cesaretini gösteriyor: Hayatta kalma isteğiyle hayal ettiğini hayata geçirme kararlılığının hiç benzer yanı var mı?

*Labirentvari olarak çevirdiğimiz daedalus kelimesinin kökeni Yunan mitolojisindeki Daedalus adlı karaktere gönderme yapar. Daedalus, İkarus’un babası ve Minos Labirenti’nin yaratıcısıdır. Fransızca dédale kelimesi aynı zamanda labirent anlamına gelir.

Monday 8 November 2010

THE SIXTH ISSUE BY DELPHINE RIGAUD IS OUT!



In the 17th Century, Hezarfen Ahmed Celebi (the Turkish Icarus) managed to fly from the Galata Tower to Uskudar with hand-made wings, which caused him to be sent to exile by Murad Kahn. Living outside the norms Hezarfen Celebi was capable of doing anything he set his mind to, and thus seen as a potentially dangerous man by the powers that be. At least, this is how the story is told by Evliya Çelebi.

In this day and age, street vendors - equipped with their self-designed vehicles on wheels - practicing their illegal and informal activity, play cat and mouse with the authorities in the daedalus* of the streets of Istanbul. It is a daily battle of survival for the very basics of life. Having to exist outside the prescribed rules, they are sometimes tolerated or ignored, but mostly displaced, again and again.

Delphine Rigaud juxtaposes the stories of flying and fleeing by bringing them together through a visual vocabulary drawn from these two epochs and these two states of existence in the 6th issue of Kayisi Kent A4. She dares to ask whether the will to survive and the determination to actualize what your imagination tells you have anything in common.

* Daedalus is a tragic inventor from Greek mythology, father of Icarus, and creator of the Cretan Labyrinth. Daedalus refers to the word dédale in French which also means labyrinth.